Gizli Cennet Bartın

Bartın, Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan doğal güzellikleri ile adeta cenneti anımsatan şehirlerimiz arasındadır. Bartın 1924’ten 1991 yılına kadar Zonguldak ilinin bir ilçesiyken, 1991 yılında il olmuştur.

Bartın’da Gezilecek Yerler

Bartın ilinin tarihsel gelişimine baktığımızda, bu şehirde Lidyalılar, Persler, Makedonlar ve Romalılara kadar birçok kesimin etkisi altında kaldığını görüyoruz. Bartın’da gezilecek yerlere baktığımızda, milli parklar, şelaleler, ahşap evler, ormanlar, uçsuz bucaksız deniz ve dar tarihi sokaklarını sayabiliriz. Yeşille mavinin aşkını yansıtan bu şehirde orman ve denizi iç içe buluyoruz.

Bartın ilinde bulunan tarihi eserler genelde şehir merkezi ve Amasra ilçesinde bulunmaktadır. En bilinen ve dikkat çeken tarihi yapılar, Amasra Hamamı, Şehir Hamamı, Taşhan, Tekkeönü Kalesi ve Amasra Kalesidir.

Deniz ve plajlara değinecek olursak birbirinden farklı ve güzellikle birçok plaj bulunmaktadır. Şehirde ayrıca yat limanlarına da sıkça rastlanmaktadır. Kurucaşile limanı, Çakraz Plajı, İnkumu Plajı, Güzelcehisar Plajı ve Amasra limanı görmeye değer yerler arasındadır. Denize girmek için de bu yerler oldukça güzeldir. Ayrıca ufak bir gezintiyle birçok koya da ulaşabilirsiniz.

Şehir tarihi yapısı gereği birçok camii ve kilise bulundurmaktadır. Aya Nikolas Kilisesi, Ebu Darda türbesi, Şadırvan Camii ve Halilbey Camii en çok bilinenler arasındadır.

Yaylalar ve milli parklar olarak bakacak olursak, Gezen Yaylası, Bartın-Kastamonu Küre Dağları Milli Parkı, Uluyayla ve Ardıç Yaylası bölgeye güzellik katan diğer görülmesi gereken yerler arasındadır.

Bartın’ın Tarihsel Önemi

Şehrin en turistik ilçesi Amasra’dır. Yılın her mevsimi yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlamaktadır. Amasra güzelliği ve deniziyle gizli bir cennettir. Tarihi bir yer olan Amasra, 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet’in düzenlediği sefer sonrası keşfedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet,  “dünyanın gözü” olarak nitelendirdiği Amasra’yı savaşmadan kazanmıştır. Amasra’yı mükemmel güzelliğinden dolayı savaşarak zarar vermek istemediğini ileten Fatih Sultan Mehmet’in talebine Cenevizliler olumlu yanıt vererek şehri bırakmıştır.